13 Ekim 2012 Cumartesi

Erdal ÖZ - GÜLÜNÜN SOLDUĞU AKŞAM

   Ahh ahh... bazı kitaplar vardır, üstünden yıllar geçsede elinize alıp sayfalarını çevirdiğinizde sizi hep hüzünlendirir ya işte o kitapların en başında gelir ''Gülünün Solduğu Akşam'' :(

Şu satırları yazarken bile kitabın içinde anlatılanlar; sanki bende oradaymışım gibi gözümün önünden film şeridi gibi geçiyor.. :( 

Gözlerim dolu dolu okuduğum kitabı şimdi gözlerim dolu dolu yazıyorum...
    Arka Kapak;
THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) adlı devrimci örgütün önderlerinden Deniz GEZMİŞ, Yusuf ARSLAN, Hüseyin İNAN ve arkadaşlarıyla Ankara Mamak Askeri Cezaevi'nde karşılaştım. Deniz Gezmiş'in isteği üzerine onlarla tek tek konuşacak, gerekli birikimi sağlayacak, sonra oturup onların romanını yazmaya çalışacaktım. Heyecan verici, müthiş onurlu bir çalışma başlıyordu benim için. Kimi gizli, kimi açık buluşmalarla bir kısmıyla konuşabildim. Gerekli ayrıntıları yakalamak için, aralıksız sorular sordum, istediğim gibi yanıtlar aldım. Bir roman için böylesi ayrıntılar kaçınılmazdı. Bu tasarı çok iyi başladı, ama yazık ki yarıda kaldı. Tam işin içindeyken, hiç beklemediğim anda cezaevinden salıverildim. Elimdeki notlar bir roman için yetersizdi. O güzel insanlar -kimi asılarak, kimi kurşunlanarak- öylesine acımasızca yok edildiler ki, bende kalan notları artık elimde saklayamazdım. Yıllar sonra oturdum bu kitabı yazdım. Gülünün Solduğu Akşam, serüven dolu bir roman gibi de okunabilir, ama hüzün yüklü, acı yüklü bir kitap olduğu da bilinmelidir. Bu kitaba girmeyen notlarımı, izlenimlerimi, yıllar sonra Defterimde Kuş Sesleri adlı kitabımda topladım. Gülünün Solduğu Akşam'ın devamı da sayılabilir o kitap.

    Bu kitabın 305 sayfa'nın hiç yoksa üç beş sayfasında gözyaşım var :( 
Üç can dostun hapisanede asılmayı beklerken Erdal Öz'ün de aynı cezaevinde olduğunu öğrenmelerinin üstüne onlar öldükten sonra en azından nasıl yakalandıklarının, neler yaşadıklarını, idama gitmeden neler olduğunu onlar öldükten sonra yazmasını istediler ki bu bence bir yazar için en zor şey!!! 

Düşünsenize karşınızda üç gencecik fidan var neden asıldıklarının bile mantıklı açıklaması yokken onlar için hiçbir şey yapamıyorsunuz. :( Kesinlikle okunması gereken bir kitap!!! Deniz, Yusuf ve Hüseyin idama gitmeden ailelerine yazdıkları son mektuplarda kitabın içinde:( Ben bu ülkede yaşanan bu idamı yazarken bile utanıyorken buna karar veren kişi ya da kişiler bu dünyada veya başka yerde rahatlar mı acaba???
   
Bu kitabı okuduktan sonra yazarın da arka kapakta yazdığı gibi kesinlikle devamı niteliğinde ki ''Defterimde Kuş Sesleri'' de okunmalı....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...